Sınır Tanımayan Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sınır Tanımayan Forum

Hoşgeldiniz, Misafir.
Son Ziyaretiniz: Perş. Ocak 01, 1970
Toplam Mesajınız: 0


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 A$k ve Hayat

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
sertaç
Site Sahibi
Site Sahibi
sertaç


Erkek
Mesaj Sayısı : 384
Yaş : 34
Nerden : Geliceksen Söliyim!
Uyarı :
A$k ve Hayat Left_bar_bleue0 / 1000 / 100A$k ve Hayat Right_bar_bleue

Tuttuğu Takım : A$k ve Hayat 1446
Kayıt tarihi : 26/07/08

A$k ve Hayat Empty
MesajKonu: A$k ve Hayat   A$k ve Hayat Icon_minitimePaz Tem. 27, 2008 11:50 am

Kocam bir mühendisti. Onunla sâkin tabiatını sevdiğim için evlenmiştim. Bu sâkin adamın göğsüne başımı koymak içimi nasıl da ısıtırdı Yarabbi!

Gel gör ki iki yıl nişanlılık ve beş yıl evlilikten sonra bu sâkinlik beni yormaya başlamıştı. Eşimin -bir zamanlar çok sevdiğim- bu özelliği artık beni huzursuz ediyordu.

İş ilişkiye gelince oldukça içli, hattâ aşırı hassas bir kadınım. Romantik anlara, küçük bir çocuğun şekere düşkünlüğü gibi can atıyorum. Oysa kocamın sakinliği, başka bir deyişle vurdum duymazlığı, evliliğimize romantizm katmaması beni aşktan almış, uzaklaştırmıştı.


Sonunda kararımı ona da açıkladım: boşanmak istiyordum.
Şaşkınlıktan gözleri açılarak "niye?" diye sordu.
"Gerçekten belli bir sebebi yok" dedim, "sadece yoruldum."
Bütün gece ağzını bıçak açmadı. Düşünüyordu. Bu hâli ise hayal kırıklığımı daha da artırmaktan başka bir işe yaramıyordu: işte, sıkıntısını dışarı vurmaktan bile aciz bir adamla evliydim. Ondan ne bekleyebilirdim ki!

Sonunda sordu: "seni caydırmak için ne yapabilirim?"
Demek ki söyledikleri doğruydu: insanların mizacı asla değiştirilemiyordu. Son inanç kırıntılarım da kaybolmuştu.
"İşte mesele tam da bu" dedim. "Sorunun cevabını kendin bulup kalbimi ikna edebilirsen kararımdan vazgeçebilirim."
"Diyelim dağın tepesinde bir uçurum kenarında bir çiçek var. O çiçeği benim için koparmak, düşüp vücudunun bütün kemiklerinin kırılmasına, hattâ ölümüne mâl'olacak. Bunu benim için yapar mısın?"
Yüzümü dikkatle inceledi ve "Sana bunun cevabını yarın vereceğim" dedi.
Bu cevapla son ümidim de yok olmuştu.


Ertesi sabah uyandığımda evde yoktu. Boş bir süt şişesini mutfak masasının üzerine koymuş, altına da bir not bırakmıştı.
"Sevgilim" diye başlıyordu,
"O çiçeği senin için koparmazdım" Kalbim yine kırılmıştı. Okumaya devam ettim.

"Çünkü her zaman yaptığın gibi bilgisayarın altını üstüne getirip çökerttikten sonra monitörün önünde ağladığında, onu tekrar düzeltebilmem için ellerime ihtiyacım var."

"Anahtarları her zaman evde unuttuğunu bildiğimden, senden önce eve varabilmem üzere koşmam gerektiğinden bacaklarıma ihtiyacım var."

"Arabayı kullanmayı çok sevdiğin halde şehirde hep yolu kaybettiğinden, yolu gösterebilmem için gözlerime ihtiyacım var."

"<Sâdık arkadaşın>ın her ayki ziyaretinde sebep olduğu, karnındaki krampları rahatlatabilmem için avuçlarıma ihtiyacım var."

"Evde oturmayı sevdiğinden, içe kapanıklığını dağıtmak, can sıkıntını hafifletmek üzere sana şakalar yapabilmem, hikâyeler anlatabilmem için ağzıma ihtiyacım var."

"Sabahtan akşama kadar bilgisayara bakmaktan gözlerinin bozulması kaçınılmaz olduğundan, yaşlandığımızda tırnaklarını kesebilmem, saçlarında -görülmesini istemediğin- beyaz telleri ayıklayabilmem, merdivenlerden aşağı inerken elini tutabilmem, çiçeklerin renginin - gençliğinde senin yüzünün rengi gibi olduğunu söyleyebilmem için gözlerime ihtiyacım var."

"Ama seni benden daha fazla seven biri varsa, evet o uçuruma gidip, o çiçeği senin için koparırım bir tanem."


Baktım, mektuptaki yazının mürekkepleri yer yer dağılıyordu.
Göz yaşlarım mektuba düşüyordu.
"Mektubu okuduysan ve kalbin ikna olduysa lüften kapıyı aç canım. Çok sevdiğin susamlı ekmek ve taze sütle kapıda bekliyorum."
Koşarak kapıyı açtım. Endişeli bir yüzle ve ellerinde sıkıca tuttuğu susamlı ekmek ve sütle kapının önündeydi.
Artık çok iyi biliyordum: beni ondan daha çok kimse sevemezdi. O çiçeği uçurumun kenarında bırakmaya karar verdim.


Bu gerçek aşktı.

İlk yıllardaki heyecanlar içinde görmeye alıştığımız aşkın, seneler sonra o heyecanlar kaybolup gittiğinde, huzur ve durgunluk içinde de hep var olmaya devam ettiğini göremeyebiliyoruz.

Oysa aşk hep vardır. Belki artık heyecansız, belki artık romantik değil... Belki sıkıcı, tekdüze, hatta belki yüzsüz... Ama hep oralarda bir yerdedir.

Çiçekler ve romantik dakikalar ilişkinin başlaması için elbette gereklidir. Bir zaman sonra bunlar gitse de gerçek aşkın sütunu ebedi kalır.

Hayat tam da böyle bir şeydir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://yazyagmuru.forumdizini.com
dilek_55
Yönetici
Yönetici
dilek_55


Kadın
Mesaj Sayısı : 505
Yaş : 31
Nerden : Almanya
İş/Hobiler : ögrenci
Lakap : yok :)
Uyarı :
A$k ve Hayat Left_bar_bleue0 / 1000 / 100A$k ve Hayat Right_bar_bleue

Kayıt tarihi : 27/07/08

A$k ve Hayat Empty
MesajKonu: Geri: A$k ve Hayat   A$k ve Hayat Icon_minitimePtsi Tem. 28, 2008 2:32 am

paylasim icin sgol
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://yazyagmuru.forumdizini.com/
DiLaRa
Moderatör
Moderatör
DiLaRa


Kadın
Mesaj Sayısı : 564
Yaş : 34
Nerden : ankara
İş/Hobiler : Öğrenci
Lakap : yok
Uyarı :
A$k ve Hayat Left_bar_bleue0 / 1000 / 100A$k ve Hayat Right_bar_bleue

Tuttuğu Takım : A$k ve Hayat 1446
Kayıt tarihi : 26/07/08

A$k ve Hayat Empty
MesajKonu: Geri: A$k ve Hayat   A$k ve Hayat Icon_minitimePtsi Ağus. 11, 2008 12:31 am

eet cicim pek gzl Very Happy
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
A$k ve Hayat
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Bu Hayat fazla geldi hem Sana hem Bana

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Sınır Tanımayan Forum :: Aşk ve Sevgi :: Aşk & Sevgi-
Buraya geçin: