Balık mutlu ediyor
Ağırlıklı
olarak balıkla beslenen toplumlarda, et ve sebze ağırlıklı beslenenlere
kıyasla ortalama yaşam süresinin daha uzun olduğu, insanların daha çok
fiziksel direnç gösterdikleri belirlendi. Uzmanlara göre işin sırrı,
tuzlu su balıklarının etinde bulunan Omega-3 yağlarından kaynaklanıyor.
Genetik beslenme uzmanlarının yaptığı araştırmaya göre, Omega-3 yağları
total kolesterol seviyesini düşürüp kalp-damar sisteminin daha iyi
çalışmasını sağlıyor. Omega-3 yağlarının, kalp-damar sistemi üzerindeki
koruyucu etkilerinin 6 hafta boyunca günde 100 gram balık tüketimiyle
kendini gösterdiği belirtiliyor. ABD'li genetik beslenme uzmanı Doktor
Artemis Simopoulos, Omega yağlarının enfeksiyonlara karşı vücudun
savunma sistemini güçlendirdiğini, beyin ve hücre gelişimine katkıda
bulunduğunu belirterek, "Eğer yaşlanmayı yavaşlatmak istiyorsanız
Omega-3'ü artırmanız gerekir" diyor. Dr. Simopoulos, "İtalya'da yapılan
bir araştırmada, İtalyan diyetlerinin üzerine 1 gram balık yağı verildi
ve bu kişilerde kalp krizinden ölüm oranının çok az olduğu gözlendi.
Ayrıca çok miktarda balık tüketen ülkelerde depresyonun da azaldığı
belirlendi" diye ekliyor. Dr. Simopoulos, özellikle 65 yaşın üzerindeki
insanlara daha fazla balık yemelerini öneriyor. Yapılan araştırmalar
Omega-3 yağının yetersiz alımıyla kandaki serotonin seviyesinin düşük
olması arasında bağlantı olduğunu gösteriyor. Mutluluk duygusu üzerinde
etkili olan serotoninin düşük olması ise depresyon nedeni olarak
vurgulanıyor. Yeni Zelanda, Kanada ve Almanya gibi Omega-3 yağının az
tüketildiği ülkelerde depresyon oranı yüzde 5 iken Japonya ve Tayvan
gibi yeterli dengede Omega-3'ün tüketildiği ülkelerde bu oran yüzde 1
civarında. Amerika'da 44 kişi üzerinde yapılan araştırma, günde 100
balık yağı alımının 4 ay sonra depresyonu azalttığını ortaya koyuyor.
Bir başka araştırmaya göre, kandaki yüksek Dha seviyesi (omega-3
yağının bir komponenti) beyin sıvısındaki serotonin seviyesine katkıda
bulunuyor. Serotonin 'rahatlık, mutluluk' hisleriyle bağlantılı önemli
bir sinir iletkeni. 11 ülkede yürütülen araştırmalar, depresyon
oranıyla tüketilen balık miktarının ters orantılı olduğunu gösteriyor.
Amerika'da 12 yıl süreyle 80 bin hemşire üzerinde yapılan bir diğer
araştırma, haftada bir balık yiyen kadınların enfraktüs geçirme
olasılığının, ayda bir kez balık yiyenlere oranla yüzde 22 daha az
olduğunu gösteriyor. Uzmanlara göre, haftada beş kez balık tüketimi ise
enfarktüs riskini yarı yarıya azaltıyor. Avustralya'da geçtiğimiz
günlerde yayınlanan bir araştırma, beslenmenin cilt yaşlanmasıyla
bağlantılı olduğunu ortaya koydu. Özellikle de bol sebze, zeytinyağı,
balık yiyen insanların cildinin daha az yaşlandığı, kırışık sorunuyla
daha geç tanıştığı görüldü. Balığın cilt yaşlanmasını önleyici etkisi,
güneşin ultraviyole ışınları gibi atmosfer etkenlerinin neden olduğu
zararları hafifleten antienflammatuar özelliğine bağlanıyor.